3 Ocak 2012 Salı

KADIN ODAKLI HABERCİLİK KONULU MAKALEM (ALTERNATİF DERSİ İÇİN)

ALTERNATİF MEDYA NEDİR?
            Çalışmanın asıl mevzusu olan kadın odaklı habercilik ve Pazartesi Dergisi’ne değinmeden önce alternatif medyanın ne olduğunu ve neden kadın odaklı haberciliğin bir alternatif olduğunu açıklamakta fayda var.
            Çağdaş Ceyhan (2009), bir çalışmasında alternatif medyayı şu şekilde tanımlamaktadır; küreselleşen medya ortamında temsil edilemeyen toplum kesimleri, kendi seslerini duyurabilmek için, anaakım örgütlenme yapıları ve içerikleriyle anaakım medyaya karşıt olarak oluşturdukları medyalardır.
            Bu bağlamda kadının medyadaki temsiline baktığımızda egemen, anaakım medyada şu başlıklara yer verildiğini görmekteyiz.
         “Evine zaman ayıramıyor, annelik görevini yapamıyor, çalışan kadın iyi eş değil” (Milliyet, 04.12.1988)
         “Ailenin direği el değiştirdi, çalışan kadın baş tacı” (Milliyet, 07.03.1992)
         “Kariyerin mi var derdin var?” (Radikal, 02.03.2004)
         “Dayak isteyen kadın da var?” (Cumhuriyet, 13.12.1992)
         “Türk kültürü erkeğin şiddetini kabul ediyor” (Cumhuriyet, 29.11.2001)
         “Mini etekli kızı yaktılar” (Hürriyet, 20.11.2003)
         “Tecavüz sanığı: Pişman değilim” (Sabah, 24.10.2005)
         “Meclisimiz yine erkek” (Milliyet, 05.11.2002)
         “Kadın istihdamı en düşük OECD ülkesi Türkiye” (Sabah, 25.10.2005)
         “Bunlar da ‘haksız ev kadınları’: Erkekle bir değiliz, dayak normal” (Radikal, 02.11.2006)
         “Camilerde töre hutbesi okunacak” (Radikal, 01.03.2004)
         “Devlet, töre kurbanı Fatma’yı sakladı” (Hürriyet, 25.12.2006)
         “Kadınlar günü şerefine biber gazı, cop, gözaltı” (Sabah, 07.03.2005)
Bu başlıklardan anaakım medyanın kadına nasıl yer verdiği açıkça ortadadır. Oysa kadınlar böyle yer almak istememekte ve bu egemen anlayışa bir alternatif oluşturacak yayınlar peşinde olmuşlardır. Kadınlara Mahsus Gazete olan Pazartesi Dergisi de buna bir örnek teşkil etmektedir.
KADIN ODAKLI HABERCİLİĞİN TARİHİNE GENEL BAKIŞ
Türk kadını yüzyıllarca dini taassubun ve cemiyetin etkisiyle “kadının evi yeridir”  görüşüne uygun olarak yaşamını sürdürmüştür. Bu geleneksel kadın imajı 19. yüzyılın sonlarında, Tanzimat ile birlikte yıkılmaya başlamıştır (Özen, 1994:13).
I. Meşrutiyet’in ilanından sonra ise kadınlar için süreli yayımların çıktığını görmekteyiz. Bunun ilk örneğini 1868’de yayım hayatına başlayan Terakk-i Muhadderat oluşturmaktadır. Dergi kadınlık bilinci, kadın kimliği ve kadın hakları gibi  feminist söylemleri tartışmak yerine muhafazakar ve geleneksel bir bakış açısından kadının eğitilmesini ve terbiye edilmesini amaçlamaktadır.

Kadınlara yönelik ilk süreli yayın olarak kabul edilen Terakk-i Muhadderat  1868 yılında Terakki  gazetesinin ilavesi olarak yayın hayatına başlamış ve haftada bir kez, Pazar günleri yayımlanmıştır.
Dergiye hem ismini veren hem de yayın politikasını belirleyen muhadderat kelimesi ise muhadder’ in çoğuludur. Bu kelime örtülü ve iffetli kadın anlamına gelmektedir.
Ali Reşat derginin hem editörü hem de tek yazarıdır. Derginin önemli bir kısmı okuyucu mektupları başka gazete ve dergilerden alıntı ve çevirilerden oluşmaktadır. Okuyucu mektupları dışında dergide kadının sesi duyulmamaktadır. Dolayısıyla dergi kadınların kendini nasıl gördüğü ve tanımladığı üzere değil, toplum tarafından onların nasıl görüldüğü üzerine inşa edilmiştir. Dergide cinsiyetler arası ilişkiyi belirleyen başlıca kriterler, cinsler arasındaki farklılıklar üzerine inşa edilmiştir. Bu bağlamda dergi, mutlak bir kadın erkek eşitliğinden kaçınmaktadır. Dergiye göre kadınlar, akıl konusunda erkeklerden noksandırlar. Mukaddime bölümünde de kadınların akıl konusundaki eksiklikleri vurgulanmakta ve bu nedenle kendilerine yöneticilik görevi verilmediği belirtilmektedir (Yaşar, 2011:100).
Terakki-i Muhadderat, geleneksel ve muhafazakâr bakış açısından dolayı kadını tamamen ev merkezli olarak tanımlamaktadır. Kadınlar, her şeyden önce bir eş olarak kabul edilmekte ve rolleri de bu bağlamda tanımlanmaktadır. Ayrıca kadınlar iyi bir eş olmanın yanında aynı zamanda iyi bir anne olmak zorundadırlar. Dergide çocuk bakımına yönelik teknik bilgilerden kız çocuğuna verilecek öğütlere kadar pek çok farklı konuda makaleye yer verilmiştir. Bu nedenle kendini kadınların eğitimine adamış bir dergi olarak nitelendirmek de  mümkündür. Entelektüel tartışmalardan ziyade dergi, kadının kendisine biçilen eş, anne ve ev hanımlığı rollerinde daha başarılı olması yönünde eğitici, uyarıcı ve hatırlatıcı bilgiler içermektedir.
Öte yandan kadınların politikaya dahil olması konusunda dergi olumsuz görüşünü açıkça beyan etmiştir.
Netice itibariyle kadınlarımız 1800’lerden bugünkü topluma dek mücadelelerini ve düşüncelerini basın yoluyla iletme çabası içerisine girmiştir.

ALTERNATİF KADIN MEDYASI: PAZARTESİ DERGİSİ

            Pazartesi Dergisi “popüler feminist yayın” amacıyla 1995 yılında yayın hayatına başlamıştır. Kadın Kültür ve İletişim Vakfı’nın yayın organı olan Pazartesi, 1980 sonrası Türkiye’deki kadın kurtuluş hareketi içerisinde yer almış bir grup kadının iki yıl süren tartışmaları sonucu çıkarılmıştır. 12 yıl boyunca feminist kadın haberciliği yapma iddiasını sürdürmüştür. İlk 106 sayısı boyunca aylık dergi olarak sürdüğü yayınını 2006 yılında iki aylık dosya halinde sürdürmeye başlamış ve güncel habercilik yapacağı alanı da web sitesi olarak belirlemiştir. Ancak 2007 yılının sonundan beri dergi web sayfasını güncellemediği gibi basılı olarak varlığını sürdürmemektedir (Bora, 2009:4).
1997 yılına kadar sağlanan para yardımı 1997 yılında FSA’nın Heinrich Böll Vakfı’na dâhil edilmesiyle Heinrich Böll Vakfı tarafından devam ettirilmiştir. Vakfın desteği 2000 yılının sonunda önce yarıya azaltılmış ardındansa Eylül 2001’de tamamen kesilmiştir. Bunun üzerine, Amerika’da bulunan Global Fund for Women isimli feminist bir kuruluştan kaynak aktarımı yoluna gidilmiştir. Ancak kaynak yetersizliğinden ötürü Nisan 2002’den Kasım 2003’e kadar dergi yayın hayatına ara vermiş; Kasım 2003’ten 2006 yılına kadar aylık dergi olarak çıkabilmiş, 2006’dan itibaren iki aylık dosyalar olarak çıkmıştır.          
            Dergiyi çıkarmak üzere bir araya gelen feministler, İstanbul’daki çeşitli feminist grup ve çevrelerde daha önce kampanyalar yürütmüş, değişik mesleklerden gelen, feminizme de zaman zaman farklı açılardan bakan kadınlardır.  Onları bir araya getiren şey ise feminizmin 90’lardaki dağınıklığını toparlamak ve durgunluğu yenmektir. Derginin fikir aşamasından itibaren ve yayın sürecinde kilit rol oynayan isimler olarak Ayşe Düzkan, Gülnür Acar Savran, Filiz Koçali, Nesrin Tura sayılabilir. 
Dergi çekirdek kadrosundaki kadınların bir dönem Özgürlük ve Dayanışma Partisi ile organik ilişkileri olmuş olsa da dergi her zaman bağımsızlığını korumuş herhangi bir örgütün yayınına hiçbir dönem dönüşmemiştir.
Derginin isminin Pazartesi olmasının nedeni 1993’te başlayan dergi toplantılarının iki yıl düzenli olarak Pazartesi günü yapılmış olması olarak ifade edilirken “Kadınlara Mahsus Gazete” ibaresi ise İstanbul'da yaklaşık 1 Eylül 1895- 25 Haziran 1908 tarihleri arasında “Hanımlara Mahsus Gazete” adıyla yayımlanan bir kadın gazetesinden esinlenerek konuluyor.
           Dergi yayına başlamadan önceki düşünsel hazırlık aşamasında yabancı ülkelerdeki uzun soluklu feminist yayınlardan etkilenmiş, ancak bu etkilenme bir altyapı çalışmasına dönüştürülerek dergiye aktarılmamış
Yayının dili ilk döneminde çok çeşitli olmuştur. İsyankâr bir politik dilin yanında şikayetçi, ağlamaklı bir dil kullanılabildiği gibi sivri, iğneleyici, dalga geçen, kavgacı bir dil de kullanılmıştır. Özellikle kadına yönelik şiddet konusunda, sorunun can yakıcılığından kaynaklı adeta bir feryat gibi haberler manşetlere çıkarılmıştır. İlk yıllarında, devamında azalarak, gündelik ve herkesin anlayabileceği, zaman zaman argoya da kaçabilen bir dil kullanılıyor. İlk yıllarda yer verilen okuyucu yorumlarına bakıldığında genel olarak sıcak, samimi bulunuyor. Derginin 2000 ve 2003’den sonraki dönemlerinde dilde bu kadar bir çeşitlilik görülmemiştir.

Dile örnek olması açısından birkaç manşet örneği vermek gerekirse;
       Biz erkekleri götürmek istiyor muyuz? (1995, Sayı: 7),
       Evlilikte can güvenliği yok! Evlilik yasaklansın! (1995, Sayı:8),
       Öldürülüyoruz! Kadın Kıyımı Politik Cinayettir, Yasaklanan Örtü mü Kadınlar mı? (1997, Sayı: 22),
        Erkek şiddetine karşı savaş, savaşa karşı barış (1998, sayı:45),
       Medeni Kanun artık değişsin: ailede reis istemiyoruz! (1999, Sayı: 56),
       14 yaşındaki Rabia’nın çok gezdiği için burnunu kestiler: Burnunuzdan getireceğiz! (2005, Sayı: 102),
         Baş düşman hala ayakta ama Medeni Kanun Değişti (2001, sayı: 80),
        Şey’imize ne diyoruz? (1996. Sayı: 16),

Derginin içerisinde haber yapılan ve tartışılan konular şöyle sıralanabilir: annelik, seks, çalışan kadın, bedenin görünümü, kadın sağlığı, çocuk pornografisi, ev içi emek, ev eksenli emek, fanteziler, IMF, küreselleşme, seks işçiliği, mizah, yeni çıkan kadın kitapları, kadın sanatçılar, gözaltında tecavüz, kadına yönelik fiziksel psikolojik kültürel şiddet, boşanma, meslekler, gerilla kadınlar, aşk, anne olmak, kadın filmleri, zina, açlık grevleri, insan ticareti, müzik, çocuk sahibi olma, başörtüsü, doğum kontrolü, işkence, Nato zirvesi vb…
Pazartesi yayında olduğu sürece özel alan politikası üretmeye özen göstermiş, ancak kamusal alanda yaşanan gelişmelere de sessiz kalmamıştır. Türkiye’nin gündemi derginin yayın hayatı döneminde siyasal İslam, Kürt sorunu, yükselen milliyetçilik dalgaları, laiklik tartışmaları, değişen temel yasalar ile çok yoğundur. Dünyada da küreselleşme tartışmaları, savaşlar ve yoksulluk gündeminde olmuştur. Pazartesi’deki kadınlar hem Türkiye’yi hem dünyayı yakından takip etmiş, gündemindeki konular hakkında feminist söz üretmeye çabalamıştır.
Gündemi takip eden, bu gündemi feminist bakış açısıyla analiz edip yorumlayan, örtük bir şekilde popüler kültür içinde yeniden üretilen erkek egemenliğinin farkına varılmasını sağlamaya çalışan bir Pazartesi, hedefi çok önemliydi. Pazartesi, popüler kültürün sadece tüketilebilir değil, eleştirilebilir bir şey olduğunu gösterdi ve bunun örneklerini gerçekleştirmiştir (Alankuş: 2007:211)
Pazartesi kadın haberciliği yaparken geleneksel rollerin sorgulanabileceğine örnek olmaya çalıştı. Kadınların ev işini ve çocuk bakımını erkeklerden “doğal” olarak daha iyi yapabileceğinin erkeklerin daha iyi doktor ya da mühendis olmalarının birer “mit” olduğunu tüm haberlerinde işlemiştir. Geleneksel olanın, “doğal” ve “normal” kabul edilenin reddi Pazartesi’nin en önemli politik duruşunu oluşturdu.  
Bir diğer önemli vurgu ise kadın meselesinin herkesin meselesi olmadığı her meselenin kadınların meselesi olduğu üzerinden bir habercilik yapmasıdır. Böylelikle kadınların yaşanan her şeye her politik gelişmeye dair söyleyecek sözlerinin olduğunu gösterdi. Avrupa Birliği’nden tüp bebeğe, F tipi cezaevlerinden sağlık sorunlarına dek bütün konularda kadınların görüşü sorulmuş ve erkek egemen medya sorgulanmıştır.
O zamana dek birçok kadın dergisi kadınlara selülitlerinden nasıl kurtulacaklarının, göğüslerini nasıl büyük ya da küçük gösterebileceklerinin, erkekleri nasıl baştan çıkarabileceklerinin yolları gösterilirken; Pazartesi kadınlara neden göğüsleriyle bu kadar sorunlu olduklarını, neden kalçalarını kapatmak zorunda olduklarını sorgulatmayı amaçlamıştır. 
Derginin diğer özelliklerini de şu şekilde sıralayabiliriz;
        Kadınların yapmadığı, yapamayacağı söylenen birçok konuda örnekler buldu.
        Erkek mesleği olarak bilinen birçok meslekte başarılı olmuş kadınlara yer verdi.
        Alanında başarılı olmuş kadınları tanıtarak kadınlara moral verdi ve motivasyon sağladı.
        Toplumun bütün ötekileri (Eşcinsel, Ermeni, sakat, kadın…) bu dergide ötekileştirilmeden problemleri, sıkıntıları, başarıları yer aldı.
      Mizah gibi kadınların sürekli aşağılandığı, erkeklerin tekelinde olan bir alana da el atarak kadınların kimseyi aşağılamadan mizah yapabileceğini komik olabileceğini gösterdi.  
       Kadınlar için en yasak alanlardan biri olan cinsellik konusunda çekinmeden yazdı. Kadınların haz alma haklarını, kadınların cinsel problemlerini, cinsellikleriyle ilgili taleplerini, eşcinsel kadınları işledi. 
   
    Kadın odaklı haberciliğe Pazartesi’nden bir örnek;
   Pazartesi dergisi yayın hayatına Güneş K.’nın Alp Buğdaycı ve Metin Kaçan tarafından tecavüze uğradığı haberini kapağa taşıyarak ve Güneş K.’nın konuştuğu tek dergi olma unvanıyla başladı (Nisan 1995). Bu haber kadın haberciliği açısından önemli bir örnek olmuştur. Çünkü bu yayını ile dergi, Güneş K’nın fotoğrafını yayımlamayarak kadına yönelik şiddeti haberlerinde kadınların değil suçu işleyenlerin teşhir edilmesi gerekliliğini pratikte hayata geçirmiş oldu.

Pazartesi’nin haber yapma tarzında kadınlar asla ve asla mağdur olma kimlikleriyle yer almadılar. Dergi kadınların her konuda (annelik, aşk, şiddet, taciz, tecavüz, cinsellik) hem yalnız olmadıklarını gördükleri hem de moral bulacakları başka kadın modelleriyle tanıştıkları bir mecra oldu. Aynı zamanda o ayın politik meselelerinden, sinema, müzik, tiyatro, edebiyat haberlerinden haberdar oldukları bir ajanda olma özelliğini hiç bozmadı. 
        Kadınlar için en yasak alanlardan biri olan cinsellik alanına çekinmeden giren Pazartesi, “Ayıp Köşe” isimli köşede okurlardan gelen fantezileri yayımladığı için ilk kez toplatma cezası almıştır.
          Kadın haberciliği açısından haberin takibini yapmak, kadınların haber içinde nesneleşmesini engellemek, kadınların teşhir edilmemesine dikkat etmek, haber içerisinde ayrımcılık ve şiddete yer vermemek gibi ilkeler geliştirerek, haberin dilinin erkek olmasına karşı da yeni bir dil geliştirme konusunda emek harcamışlardır.
Pazartesi’nin yayın hayatı boyunca kadınlara yönelik somut taleplerine de yer vermek gerekirse;
        Sağlık-eğitim gibi hizmetlerin özelleşmesinin durdurulması
     Güneydoğu’daki savaş mağduru kadınlara yönelik bağımsız kadın örgütlerinin çalışmaları finanse edilmesi
       Kadınların giyimleri ile ilgili devlet belirlemesi yahut aile baskısının önlenmesi
       Devletin çocuklar için parasız bakım sağlayan, 24 saat hizmet veren kreşler ve yuvalar kurması
       Doğum izinlerinin arttırılması
     Her şehirde kadınlara hukuki, psikolojik, tıbbi danışmanlık hizmeti verecek, belediyenin finanse edeceği kadın danışma evleri 
       Gecenin her saatinde ışıklandırılmış caddeler ve sokaklar
       Uluslar arası anlaşmaların uygulanması
       Kadınları koruyan yasaların uygulanmasında kolluk kuvvetlerinin eğitilmesi
         Kadınların siyasette temsilini sağlamak için bütün siyasal partilerde en az %30 kadın kotası zorunluluğu
Son olarak; Pazartesi; kadınların birbirlerinden öğrendikleri, birlikte ürettikleri bir kolektif çalışmanın kayda değer bir örneği olmuştur…









      KAYNAKLAR
      Alankuş, Sevda (2007), Kadın Odaklı Habercilik, IPS İletişim Vakfı Yayınları, İstanbul.
Özen, Hatice (1994), Tarihsel Süreç İçinde Türk Kadın Gazete ve Dergileri, H. Özen Yayınları, İstanbul.


Bora, Tanıl (2009), Kadınlara Mahsus Gazete Pazartesi Dergisi: Türkiye Siyasal Yaşamındaki Yeri, Kadın Kurtuluş Hareketindeki Önemi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı.


Ceyhan, Çağdaş (12.10.2011), Medyada Alternatif Bir Hal: ‘AHALİ’ ve Karşıt Kamusallık, http://www.kurgu.anadolu.edu.tr/dosyalar/9.pdf.
Yaşar, Fatma (19.10.2011), Osmanlı Kadınının Eğitimine Yönelik İlk Süreli Yayın: Terakki Muhadderat, http://www.dem.org.tr/dem_dergi/3/dem3mak15.pdf.
Pazartesi Dergisi (12.10.2011), http://www.pazartesidergisi.com.



           


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder